12 Ağustos 2016 Cuma

FETÖ DARBESİ VE ALGI YÖNETİMİ…(1)

    1-      FETÖ’NUN DEVLETİ ELE GEÇİRMESİ

Hala; AKP ve yandaşları, FETÖ üzerinden, iktidara muhalif insanları eleştirme yüzsüzlüğü yapıyorlar. Düne kadar birlikte hareket etmiyormuşlar, FETÖ ya devleti teslim eden kendileri değilmiş gibi. Birlikte, ülkeyi uçurumun kenarına getirmemiş gibi. “Ne istediler de vermedik” dememiş gibi. Söylenenleri unuttuk sanıyorlar. Kimlerin FETÖ hakkında ne söylediği, yazdığı arşivde duruyor. Yüzsüzlüğün, utanmazlığın limiti yok!


Allah affetsin” ve “Millet affetsin” ile geçiştirilecek bir durum yok ortada. Guguk devleti değil de, hukuk devleti isek, herkes yardımın, yataklığın, kamu kaynaklarını peşkeş çekmenin hesabını yargı önünde vermeli. Gerçi iktidar, FETÖ ile birlikte referandum sonrası  “bağımsız yargı” filan da bırakmadılar. 17/25 Aralık’tan sonra yargıyı bir defa daha değiştirdiler. Şimdi FETÖ ile mücadele diyerek, bir daha değişiklik yapıyor ve yargıyı tam olarak ele geçiriyorlar. Onun için rahatlar artık.

Ağırlıklı olarak 1980 darbesinden bu tarafa, ABD’nin yeşil kuşak stratejisine de uygun şekilde, bütün “Cemaatler” devlet eliyle ya desteklendi, ya da faaliyetleri görmezden gelinerek serbest bırakıldı. TC Devletinin, Cemaatlere karşı tek hassas davrandığı nokta; TSK’ya sızmamaları konusuydu. Ortaya çıkan bilgi ve belgelere göre de, AKP iktidarı ile birlikte bu hassasiyet ortadan kalkmış, iktidarın kendi kadrolarını da FETÖ’dan temin etmesinin de etkisiyle, özellikle Fethullah Gülen Cemaatine, devletin tüm kurum ve kuruluşlarının kapısı açılmış.

2010 Referandumu en büyük kırılma noktası oldu. Gülen’in “mezarlarınızdan kalkıp evet oyu verin” çağrısı ve bizim sermaye artığı, çanak yalayıcı, “Yetmez Ama Evet” aydınımsılarının da desteği ile yargı FETÖ ya teslim edildi. 

FETÖ devlete sızmamış, iktidarın da teşviki ile devlet içinde rahatça örgütlenmiş, muhalifleri tasfiye etmiştir. Ergenekon ve Balyoz davaları ile de, bu operasyonlarına meşruiyet sağlamış, “bu davaların savcısıyım” diyen dönemin Başbakanı ve “devletin bağırsaklarını temizliyoruz” sloganları ile “liberal çevreleri” de peşine takmıştır. Muhalefet bu konularda gerek TBMM de, gerekse medya yolu ile bu durumu protesto etmiş, devleti dincilere teslim ediyorsunuz diye bağırmıştı ama iktidar bu duruma gözlerini, kulaklarını kapattı. Çünkü o da devleti ele geçirip, tek parti diktatörlüğünü kurmak istiyordu. Şimdi “FETÖ devlete sızdı” demek, aklımızla alay etmektir.

15 Temmuz darbe girişiminden bu tarafa neredeyse bir ay geçmesine rağmen, bu girişimin anlaşılmayan ve hala çözülememiş birçok yönü ortada durmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın darbe girişimini “eniştesinden” öğrenmesi ama MİT Müsteşarının hala koltukta oturması, bir sürü rapor, şikâyet, bilgi ve belgeye rağmen bir şey yapmayıp, üstelik komutası altında ki askerler tarafından esir alınan; Genel Kurmay Başkanının da yerinde kalması ve mitingler de nutuk attırılmasının açıklaması ise “dere geçilirken at değiştirilmez” olamaz!

Darbecilerin tasfiyesinde hızlı davranabilmek için OHAL ilan edilmesi belki anlaşılabilir bir tedbir olarak ortaya çıktı. OHAL ilanına karşı çıkanları, malum hemen “darbeci veya darbe yanlısı” ilan etmekten de çekinmediler. Fakat AKP’nin, OHAL yasasına dayanılarak çıkardığı KHK’lerle FETÖ örgütünü tasfiye etmenin ötesinde kendi “devletini” kurmaya kalktığı görülmektedir. FETÖ Darbesi, AKP Darbesine dönüşmeye başladı. Karşı çıkanı da, “darbeci” olarak yaftalamak yandaş medyanın gönüllü görevi haline dönüştü.

Özcesi ortaya çıkan bilgi ve belgelere göre FETÖ devlete sızmamış, iktidar devleti FETÖ ya teslim etmiştir. Şimdi bu sorumluğun, daha doğrusu sorumsuzluğun “siyasi maliyetini” ödemek istememektedir. Bakan ve milletvekili düzeyinde bir tane gözaltı veya istifa olmadı. Bol hamasi nutuklar ve “Allah affetsin, Millet affetsin” lafları ile siyasi sorumluluklarını geçiştirmeye çalışıyorlar. Hukuk devletinde böyle bir şeyi kabul etmek ne hukuka, ne de insanın vicdanına sığar!

Şimdi, FETÖ darbe girişimi sırasında ve sonrasında ki algı yönetimine gelelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder